Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam36
Toplam Ziyaret149916

16 Mart

1920 - İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından işgali üzerine, Mustafa Kemal'in durumu bütün devletlere ve millet meclislerine protesto etmesi ve Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama teşebbüsüne geçmesi.

İngilizlerin İstanbul'da Şehzadebaşı karakolunu basarak, 6 Türk erini şehit etmeleri.  

Manastırlı Hamdi Efendi isimli bir telgraf memurunun İstanbul'un işgal edildiğini Mustafa Kemal Paşa'ya bildirmesi. İstanbul'un işgali dolayısıyla Mustafa Kemal Paşa'nın millete beyannamesi: "...Bugün İstanbul'u zorla işgal etmek suretiyle, Osmanlı Devleti'nin 700 senelik hayat ve hakimiyetine son verildi. Yani, bugün Türk Milleti medeni kabiliyetinin, hayat ve istiklal hakkının ve bütün istikbalinin müdafaasına davet edildi."

Meclisi Mebusan'ın akşam oturumunda, İngiliz askerlerinin Rauf ve Kara Vasıf beyleri tutuklamaları

1920 - İstanbul, İtilaf Devletleri tarafından işgal edildi. 

İngiliz, Fransız ve İtalyan komiserlerden oluşan heyet Sadrazam Salih Paşa'ya bir nota vererek, İstanbul'un İtilaf devletleri tarafından işgal edildiğini bildirdi. Şehzadebaşı karakolunu basan işgal güçleri haberleşmeye elkoyarak altı askeri öldürdü. Bu sırada telgraf memuru Manastırlı Hamdi Bey, hareketi anında Ankara'ya bildirdi. Padişaha giden Rauf Bey ve mebuslar, milletin mücadeleye kararlı olduğunu dile getirdi. Ankara işgali tüm Anadolu'ya bildirdi. Erzurum'da Rawlinson "halkın galeyana gelmesinden korkularak, can güvenliği gerekçesiyle" tutuklandı. İngiliz Kontrol Bürosu'ndaki İngiliz bayrağı indirildi.  

Meclis basıldı, bazı milletvekilleri tutuklandı ve Malta Adası'na sürüldü. 
Mustafa Kemal, durumu bütün devletler ve Millet Meclisleri nezdinde protesto etti. 
Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama teşebbüsüne geçildi.
 
* Yabancı Devletlere Yaptığım Protesto (Nutuk)

 Manastırlı Hamdi Efendi adlı bir telgraf memurunun, İtilâf Devletleri tarafından İstanbul'un fiilen işgal edildiğini Atatürk'e bildirmesi. İşgal kuvvetlerinin bildirisi nedeniyle Atatürk'ün valilere, komutanlara ve Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti şubelerine genelgesi: "Bu sabah 16 Mart 1920, İngilizler İstanbul'da Şehzadebaşı Karakolu'nu basarak altı erimizi şehit ve onbeş eri yaraladıktan sonra, bu karakolu ve bir yandan da Harbiye Nezareti'ni ve Tophane'yi ve bütün telgrafhaneleri ele geçirerek başkentin Anadolu ile bağlantısını kesmişlerdir."

Atatürk'ün İstanbul'un işgali nedeniyle yabancı devlet temsilcilerine, Dışişleri Bakanlıklarına ve Millet Meclislerine protesto göndermesi: "Osmanlı milletinin siyasî egemenlik ve hürriyetine indirilen bu son darbe, hayat ve varlığını ne pahasına olursa olsun savunmaya karar vermiş olan biz Osmanlılardan ziyade, yirminci uygarlık ve insaniyet asrının mukaddes saydığı bütün esaslara, hürriyet, milliyet, vatan duyguları gibi bugünün insan topluluğuna esas olan bütün ilkelere ve bu ilkeleri oluşturan insanlığın umumî vicdanına yöneliktir!"

Atatürk'ün. İstanbul'un işgali nedeniyle millete bildirgesi: "...Bugün, İstanbul'u zorla işgal etmek suretiyle Osmanlı Devleti'nin, yediyüz senelik hayat ve egemenliğine son verildi. Yani, bugün Türk milleti, uygar kabiliyetinin, yaşama ve bağımsızlık hakkının ve bütün geleceğinin savunmasına davet edildi!"

Atatürk'ün, İstanbul'un işgali üzerine Geyve Boğazının ve Geyve santralının işgalini. Ankara-Pozantı arasındaki tren hattına el konularak bu hat boyundaki İtilâf kuvvetlerinin silâhları alınarak tutuklanmalarını, ayrıca Konya'daki tren hattına da el konulmasını bildiren emri.

1923 - Atatürk'ün, Adana Türkocağı'nda çiftçiler tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: "...Eğer milletimizin büyük ekseriyeti çiftçi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık."

Atatürk'ün, Adana Türkocağı'nda tertiplenen Esnaf Cemiyeti çayında konuşması: "...Bir milleti yaşatmak için birtakım temeller lâzımdır ve bilirsiniz ki bu temellerin en önemlilerinden biri sanattır. Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş olur."