Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam32
Toplam Ziyaret149912

10 Nisan

1920 - Şeyhülislam Dürrizade Abdullah'ın Kuvay-ı Milliye aleyhine fetvası.
Şeyhülislâm Dürrizade Abdullah'ın, Anadolu'daki millî kuvvetleri kâfir ve katlinin gerekli olacağını bildiren fetvası.

Şeyhülislâm Dürrizade Abdullah yayınladığı fetva ile Kuva-yı Milliyecilerin kafir olduğunu ve öldürülmeleri gerektiğini ilan etti.

Celalettin Arif bir bildiriyle başkanı olduğu son Meclis-i Mebusan'ın tüm üyelerini Ankara'ya çağırdı.

Atatürk'ün, 12. Kolordu Komutanı Albay Fahrettin (Altay) Bey'e Konya'dan milletvekili seçilmesinin uygun olacağını bildiren telgrafı: "...Konya'dan milletvekili seçilmeniz uygun olacaktır. Milletvekili seçilmekle Kolordu Komutanlığı'ndan ayrılmanız gerekmeyecektir. Cevabınızı bekliyoruz."

1921 - Atatürk'ün, Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem (Bolayır) Bey'in II. İnönü Zaferi'ni tebrik eden telgrafına cevabı: "Anadolu'nun ruhu, bütün direnme feyzini tarihindeki büyüklerden almıştır. Bize bu mukaddes feyzi veren ecdat ruhları arasında muhterem babanızın pek büyük yeri vardır. Yaralı vatanın kurtuluş ve bağımsızlığı için ölmek yolunda bugünkü kuşağa fedakârlığı öğreten büyük Kemal hakkında saygıların tekrarına vesile olan telgrafınıza özel teşekkürlerimi arz eylerim."

1926 - Türk uyruğunda bulunan her türlü şirket ve müesseselerde işlemlerin ve kayıtların Türkçe tutulması zorunluluğuna ilişkin yasa benimsendi.

1928 - LAİKLİK GÜNÜ.
Anayasa'nın laikleştirilmesi.

Anayasa'dan "Türkiye devletinin dini İslamdır" cümlesi çıkarıldı.

Milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı, yemin ederken "vallahi" sözcüğünün kullanılmaması, "namusum üzerine" ant içilmesi kararlaştırıldı.

Lâiklikle ilgili önemli Anayasa değişikliklerinin yapılması (Bu değişikliklerle, Anayasa'nın ikinci maddesindeki "Türkiye Devleti'nin dini, din-i İslâmdır" cümlesi ile 26. maddede mevcut "ahkâm-ı şeriye'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yürütüleceğini" belirten cümle kaldırılmış, ayrıca milletvekillerinin ve cumhurbaşkanının yaptıkları yeminler de değiştirilerek namus üzerine ant içilmesi şekli kabul edilmiştir). 

1931 - Türk Ocakları Kurultayı’nda Ocakların Cumhuriyet Halk Fırkası’na katılmak üzere kapanmasına karar verildi.

Atatürk’ün Adana Türk Ocağı’nda yaptığı bir konuşmadan sonra Türk Ocakları’nın akıbeti belirir gibi olmuş, 24 Mart 1931’de Türk Ocakları Cumhuriyet Halk Fırkası ile birleşmeyi kararlaştırmış, 10 Nisan 1931’de Olağanüstü toplanan Türk Ocakları Kurultayı kendisini feshederek Cumhuriyet Halk Fırkası’na katılmıştır.

Ankara'da toplanan Türk Ocakları Olağanüstü Kurultayı, örgütün kendini feshederek, mallarının CHF'ma devredilmesi kararı aldı. Türk Ocakları 1912'de aralarında Ziya Gökalp, Akçuraoğlu Yusuf Bey, Hamdullah Suphi Bey (Tanrıöver) gibi isimlerin bulunduğu bir grup Türkçü milliyetçi aydın tarafından kurulmuştu.