Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam32
Toplam Ziyaret149912

1 Mart

1920 - Kürt Şerif Paşa'mn Paris'te Nubar Paşa ile imzaladığı Kürt-Ermeni Antlaşması'na karşı tepkiler büyüyor. Siverek, Kahta, Silvan, Van, Hakkari ve Derik'ten çekilen telgraflarda Kürt Şerif Paşa'nın Kürtleri temsil etmediği bildirildi.  

Atatürk'ün, İstanbul'da bulunan İtilâf Devletleri temsilcilerine ve Amerika Yüksek Komiseri Amiral Bristol'e, Anadolu'da Ermenilerin öldürüldüğüne dair gerçek dışı haberleri yalanlayan yazısı: "...Bu uydurma Ermeni kırımı meselesi ve tüm dünyayı aldatmak için yaratılan bu kin ve hırs ürünü propagandaların niteliği hakkında uygarlık ve insanlık dünyasının bir kere daha aydınlatılması ve bu suretle haksızlığa uğramış Türk milletinin iğrenç ve alçakça bir suçlamadan arındırılması için İtilâf Devletleri ile Amerika hükümetinin adaletseverlik duygularına müracaat ediyoruz."

Albay İsmet (İnönü) Bey'in Atatürk'ün 25.2.1920 tarihli yazısına İstanbul'dan cevabı: "...İtilâf Devletleri gene iç anlaşmazlığı artırma ve Kuva-yi Milliye aleyhtarlığını cesaretlendirme ve kuvvetlendirme için pek ziyade faaliyete başlamışlardır. Bizim karşı önlemlerimiz silâh ve cephaneden başka subay, paraca Anadolu'yu destekleme, Kuva-yi Milliye aleyhtarlığını gizli ve açık şekilde takip ve ortadan kaldırma, Rusya'dan hiç olmazsa doğru bilgi elde edilmesini temin etmektir."

1921 - Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birinci devre ikinci toplantı yılını açış konuşması: "...Bugün anlaşılmıştır ki, Sevr Antlaşması hükümleri Türkiye'ye zorla uygulanamaz. Efendiler, mağlup sıfatıyla 1918 ateşkes antlaşmalarını imzalamış olan milletler arasında bu neticeye ancak Türkiye, izlediği siyasetinin uzak görürlüğü ve silâhlarının kuvveti sayesinde erişmiştir."

Atatürk'ün, Londra'da bulunan Ankara Heyeti Başkanı Bekir Sami Bey'e, İngiltere'ye ödün verilmemesi hususunda gizli telgrafı: "...Ekselansınıza ve başkanlığınızdaki kurula verilen yetkiler, Misak-ı Millî'nin saptadığı sınırları aşamaz."

1923 - Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birinci devre dördüncü toplantı senesini açış söylevi: "...Bilinmektedir ki izlediğimiz siyaset, barışçı siyasettir. Memleketimizi hiçbir hak ve adalete dayanmayarak çiğnemek ve çiğnetmek girişimi muzaffer ordumuzun fedakârane gayretiyle lâyık olduğu başarısızlığa uğratılmış ve milletimiz, tarihin nadir kaydettiği bir zafer kazanarak sevgili yurdumuzu kurtarmıştır."

1924 - Eğitim sisteminin millilik ilkesine dayanması prensibi, Atatürk’ün ana hedeflerinden birini teşkil etmektedir. Bu yüzden Atatürk, 1 Mart 1924’te T.B.M.M.’nin açış konuşmasında, eğitim sisteminin her bakımdan millî nitelikli bir siyasetle belirlenmesi talimatını şu sözlerle vermiştir: “Türkiye’nin terbiye ve maarif siyasetini her derecesinde, tam bir vuzuh ve hiç bir tereddüte yer vermeyen sarahat ile ifade etmek ve tatbik etmek lâzımdır. Bu siyaset, her manasıyla, millî bir mahiyette belirtilmelidir.”

Cumhurbaşkanı Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ikinci devre ikinci toplantı yılını açış konuşması: "...İslâm dinini, asırlardan beri alışılageldiği şekilde bir siyaset vasıtası mevkiinden uzaklaştırmak ve yüceltmek gereğini görüyoruz. Mukaddes ve tanrısal inançlarımızı ve vicdanî değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü menfaat ve ihtiraslara görünüş sahnesi olan siyasiyattan ve siyasetin bütün kısımlarından bir an evvel ve kesin şekilde kurtarmak, milletin dünyevî ve uhrevî saadetinin emrettiği bir zorunluluktur. Ancak bu suretle İslâm dininin yüksekliği belirir."

1925 - Hükümet kararıyla lağvedilen Tütün Rejisi Fransızlardan satın alındı.

Atatürk'ün, Şeyh Sait isyanı ve destekçilerine karşı Darülfünun adına lanet ve kınama hislerini bildiren İstanbul Darülfünun Emini İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) Bey'e cevap telgrafı: "...Büyük milletimizin insan gücü dışında uzun ve ciddî mücadelesinin ve pek yüksek fedakârlıklarının mutlu sonucu olan inkılâp aleyhine ne şekil ve surette olursa olsun belirecek eğilim ve girişimlerin umumî nefret ve mukavemetle karşılanacağı tabiî idi. Birkaç günden beri bunun en  açık  ve   soylu   işaretlerini   görmekle   övünüyoruz."

Atatürk'ün, Şeyh Sait isyanı'nı kınayan ve inkılâplara bağlılığını bildiren Trabzon halkına telgrafı: "...Muhterem halkımızın her taraftan yükselen hararetli lanet ve nefret hislen karşısında gerici zihniyet girişimlerinin ebediyen eriyeceğine itimadım tamdır."