Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam27
Toplam Ziyaret149907

7 Şubat

1920 - Atatürk'ün, 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir'e telgrafı: "İstanbul'dan Rauf Bey'in bildirdiğine göre... Müdafaa-i Hukuk'tan olan mebuslardan söz verenlerin büyük kısmının bile, bu isim etrafında toplanmaktan kaçınıp mecburen gruba "Felâh-ı Vatan" adının verildiği."

1923 - Atatürk'ün, Balıkesir'de Zağnos Paşa Camii'nde cuma namazı kılması, şehitler için okunan mevlitten sonra minbere çıkarak bir hutbe vermesi, müteakiben minberden inerek çeşitli soruları cevaplandırması: "...Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir dilde olması ve onların da bugünkü gerek ve ihtiyaçlarımıza temas etmemesi, halife ve padişah namını taşıyan müstebitlerin arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç, halkı aydınlatma ve ona doğru yolu göstermektir; başka şey değildir. Yüz, ikiyüz, hattâ bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları bilgisizlik ve dalgınlık içinde bırakmak demektir." 

1931 - Atatürk'ün, Balıkesir'e gelişi, şehirde ziyaret ve incelemeleri ve Türkocağı'nda konuşması: "Halkın saflığından faydalanarak milletin maneviyatına saldıran kimselerle onların ardından gidenler, elbetteki birtakım cahillerden ibarettir. Bunlar, Türk milleti için yüzkarası oluşturacak vaziyetlerin meydana gelmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında aralıksız yol almasına mani olmaya çalışanlar, hep bu müesseseler * ve bu müesseselerin mensupları olmuştur. Millete anlatmalıdır ki, bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hissetmek lâzımdır. Bu gibilerin mevcudiyetini müsamaha ile karşılayanlar, Menemen'de Kubilây'ın başı kesilirken kayıtsızca seyretmeye tahammül ve hatta alkışlamaya cesaret edenlerle birdir."