Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam36
Toplam Ziyaret149916

Osmanlı siyasetinde Yahudiler-Meclisteki yahudiler

Onlar, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında da vardır… Jön Türk olmuşlar, İttihat Terakki içinde de yeralmışlardır…

Avram Aciman, Birinci Mebusan Meclisi’nde İstanbul’u temsil eder. Menahim Salih Bağdat, Daçivon Levi, Yanya ve Ziver Efendi ise Saray Bosna milletvekilidir (1877). 

1908’in ikinci Mebusan Meclisi’ne baktığımızda, İstanbul mebusu olarak Vitali Faraci’yi görüyoruz. Emanuel Karasso Selanik, Nesim Mazliyah İzmir, Hazkiyal Sason ise, Bağdat mebusudur. Daviçon Karmano ile Behor Eşkenazi ise, Ayan meclisindeydi. Müderris Mişon Ventura mütarekenin Mebusan Meclisinde, İstanbul mebusluğu yapıyordu.

Nesim Mazliyah, ilk önemli görevini Selanik Ticaret Mahkemesi’nde yapmış ve ‘’aza’’lık görevinde bulunmuştu. Daha sonra Selanik‘te İttihat ve Terakki’ye dahil olarak, Selanik Polis Mektebi ile ‘’KAPTÜLASYONLAR MUALLİMLİĞİ’’ yapmıştı. Selanik gibi, Rumeli vilayetleri merkezinde etkin görevler alan Nesim Mazliyah, bu vilayetlerin umumi müfettişi Hüseyin Hilmi Paşa’nın en yakınlarından biriydi. Paşa’nın özellikle uluslararası hukuk alanında desteği olan ve ona danışmanlık yapan Mazliyah, hem cemaatin, hem de siyasetin önemli kişilerinden biriydi.

Nitekim, Hüseyin Hilmi Paşa daha sonra sadrazam olacak, Nesim Mazliyah da, İttihat Terakki Gazetesi’ni yönlendirenler arasında yer alacaktı. Mazliyah, Selanik ‘te yayınlanan gazetenin ‘’heyeti tahririye’’sindeydi ve Meclisi Mebusan’a üç kez girmişti. Meclis Katipliği yapmış, İstanbul ‘da ‘İttihat’ adı gazeteyi çıkarmıştı. Meşrutiyet’in önemli adamı, 31 Mart 1325 hareketinde de (31 Mart Vakası-1909) ön plandaydı. Bazı mebusların hareketin lehindeki tavırlarına karşı çıkmış ve ‘’MUKAVEMETÇİLER’’ arasında yer almıştı.

Nesim Mazliyah, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar tarafından İsveç’in başkenti Stockholm’de toplanan Sosyalist Kongresi’ne katılmıştı. ‘’Harbe son vermek’’ amacını taşıyan kongrede, Mazliyah’ın yanında Doktor Akil Muhtar, Hüseyinzade Ali bey vardır. Mazliyah, ikinci toplantıya da Salah Cimcoz ile gidecektir.

Nesim Mazliyah’ın sosyalistler arasındaki etkinliği, 1922 Kongresinde de ortaya çıkacak ve İttihat Terakki’nin en önemli kişilerinden biri olarak, bu etkinlikle Kongre’de ‘’çıkar yol’’ arayacaktı.

Kongre, mütareke sırasında (1922) Amsterdam’da toplanmıştı. Sosyalist Kongresi’nin ‘’umumi katibi’’ Hosmann, Mazliyah’ın en yakın dostları arasında yer alıyordu.kongrenin bu çok önemli ismi, Nesim Mazliyah’ın Amsterdam’da buluştuğu kişi, Talat Paşa idi. O sırada Berlin ‘de bulunan Talat Paşa, Mazliyah’ın çabası ile Hosmann’la uzun bir görüşme yapacak ve ülkenin istekleri konusunda bir de rapor verecekti. Ancak Versailles Anlaşması’nın imzalanması, Sosyalistler Kongresi ve Talat paşa’nın çabalarını sonuçsuz bırakacaktı.

Mazliyah görüldüğü gibi, Osmanlı ‘nın son günlerine kadar İttihatçı’ydı ve ‘’Talatçı’’ olmayı sürdürmüştü. İttihat adlı Gazetesi’ni 9 ay yayınlayabilmişti. 1930’da çıkardığı ‘’Hür Adam Gazetesi’’de kısa ömürlü olacaktı.

Bir diğer İttihatçı, Ferit beydi. Abdülhamid döneminde Avrupa’ya kaçan grup içinde bulunmuş ve Mehmet Murad’ın yanında yer almıştı. Mehmet beyin yurda dönüşünden sonra, İttihat Terakki’ye tam anlamıyla katılacaktı.

Alber Ferit Aseo, İstanbul ‘da sürekli ‘’hafiye takibi’’ndeydi. Gözaltında tutulmasının dışında, tevkif edilmiş ve hapse mahkum edilmişti. Daha sonra Manastır’a sürgün edilen Ferit Aseo, Hüseyin Hilmi Paşa’nın döneminde Osmanlı Bankası’na girmişti. Önceleri Osmanlı Bankası’nın Manastır şubesindeyken, Selanik şubesine tayin edilecek ve böylece Jön Türklerle yakın ilişki olanağını bulacaktı.

Selanik ‘teki gelişmeleri, İttihatçı Rahmi beyin (Cumhuriyet öncesi İzmir valisi) kayınpederi olan Hüseyin Paşa’ya bildirmek üzere, sahte yolculuk belgesi ile İstanbul’a gelmiş ve raporunu vermişti. Meşrutiyetin ilanından sonra nefes alabilen Alber Ferit Aseo, çalışmalarını daha sonra İzmir ‘de sürdürmüştü.

Alber Fuat, ‘’MEŞVERET’’in önde gelen yazarlarından biridir. Uzun yıllar Paris’te yaşayan Alber Fua, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yayınladığı Fransızca Meşveret Gazetesi’ndeki yazıları nedeniyle Abdülhamid tarafından suçlanmıştı.

Meşveret’deki yazılarla küçük düşürüldüğünü öne süren Abdülhamid, Paris Sefiri Salih Münir bey aracılığıyla mahkemeye başvuracak ve dava açacaktı. Davalılar, Ahmet Rıza ve Alber Fua idi. Bu iki İttihatçıyı mahkemede savunan, Clemanceau ile daha sonra cumhurbaşkanlığı yapacak olan Millerand’dı. Bu ünlü siyasetçiler Ahmet Rıza ile Alber Fua’yı savunarak beraatlerini sağlamıştı.

Jön Türk hareketine ilk katılanlardan biri de, Emanuel Karaso (KARASSO) olmuştu. Selanik ile İstanbul arasındaki işbirliğini sağlayan Karasu, İttihat Terakki’nin en nüfuzlu kişilerinden biriydi. Abdülhamid’in hal’ine (tahttan indirilmesine) memur edilen heyet arasında yer almıştı. Arif Hikmet Paşa, Esat Toptani, Aram Efendi ve Emanuel Karasu’dan oluşan bu heyetin, Abdülhamid’e davranışları bazı kaynaklarda yerilir.

Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sırasında, heyetin padişah huzuruna çıkışında, Galip Paşa salonda görevliydi. Galip Paşa’ya göre, tahttan indirilmenin tebliği sırasında salonda kendisinden başka kimse yoktur ve gerek fiili, gerekse Abdülhamid’i rencide edici bir harekette bulunulmamıştır. Galip Paşa, bu olayları şöyle anlatacaktır:

‘’Esat Paşa Toptani, padişaha yaklaşarak, ‘Fetvayi şerifeye istinaden millet sizi hal ediyor. Hayatınız, emlakınız, ailenizin ve çocuklarınızın hayatları, emniyet altındadır.’ Dedi. Abdülhamid bazı tereddütlerden sonra heyet azalarından her birine ayrı ayrı olarak, hayatından emin olup olmayacağını sordu. Her biri, bu hususu temin etmiştir.’’ 1909’da II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi üzerine Hahambaşı Moşe Levi’nin istifa etmesi de ilginçtir.*

Rafael Benuziyu, Selanik ‘li Jön Türkler’dendir. Eczacıydı ve üyeler arasında haberleşmeyi sağlıyordu. Selanik’te bildiri dağıtımını yönetenlerden biri olmuştu.

Nissim Ruso’da, Hüseyin Hilmi Paşa’nın yanında çalışmış, Jön Türkler’e katılmıştı. 23 Temmuz 1908’de, kahvede halkı ihtilale davet eden ilk kişi olmuştu. İhtilal Komitesinin önde gelen hatiplerindendi ve Selanik ile İstanbul’da sert yazılar yazmıştı. Makaleleri İttihat ve Terakki ile İttihat gazetelerinde yayınlanan Ruso, bu konudajki yazılarını ‘’Girit’i vermeyiz…’’ başlığı altında yazmış ve Osmanlı imparatorluğu’nun parçalanmasına, ayrılıkçı hareketlere karşı çıkmıştı.

Jön Türk hareketine katılanlar arasında Avram Galanti de yer almıştı. Rodos’taki faaliyetler arasında yer alan Galanti, 1904’te Mısır’a kaçmak zorunda kalmıştı. Galanti, Progres Gazetesi’nde yazılar yazmıştı.

Diğer Jön Türkler arasında, Selanik ‘li Aşer ve Avram Salem kardeşler, Leon Gatenyo ve Samuel Tiano’yu saymak mümkündür. Samuel Tiano, Selanik ‘in en tanınmış kumaş tüccarlarından biriydi ve Jön Tür hareketine bütün servetini harcamıştı.
(*) Tuanaya’ya Armağan, Son devirde Osmanlı Yahudileri, İlber Ortaylı, 1992

MECLİSTEKİ YAHUDİLER

Cumhuriyet döneminde Millet Meclisi’ne giren milletvekilleri içinde Semoil Abravaya, beş ve altıncı devrelerde görev yapmıştı. Abravaya, Niğde milletvekilliğini 1935-1942 yılları arasında sürdürdü.

‘’Türkler ve Yahudiler’’ konusundaki çalışmaları ile tanınan Avram Galanti de meclise girenlerden biridir. 13 Haziran 1946’da kabul edilen Üniversite tasarısındaki imzalardan biriydi. Galanti, Abravaya’dan sonra yedinci devrede Niğde milletvekilliği yapmıştı (1943-1946).

Daha sonraki dönemin milletvekili ise, Salamon Adato’dur. Adato, İstanbul milletvekili olarak meclise girmişti.

İstanbul ayan azaları arasında ise, Daviçon Karmona (Birinci Meclis), Behor Eşkenazi (İkinci Meclis) vardır. Behor Eşkenazi, Şürayı Devlet azalığı ile İstanbul Şehremini Muavinilği de yapmıştı…

facebook/WebmasterSitesi-Aklın ve Bilimin Işığında

Yorumlar - Yorum Yaz