Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil  akla ve bilime dayandırılmasıdır. 
Laiklik, dinin doğru uygulanabilmesinin teminatıdır!..

O; tarih boyunca hakkında elli bine yakın kitap, yüz binlerce makale yazılmış tek Türk’tür!..

Tarihe Dair Notlar
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam32
Toplam Ziyaret149912

Yenilmez Savaşçı Kül Tigin

M.S 710 Göktürk budunun doğusunda isyanlar başlamış, isyancılar yakin çevresindeki kavimleri de kışkırtarak güçlü bir ordu kurmuştu.

İsyancılar Bilge Kağan'a bir elçi yolladılar...

Elçi Bilge Kağan'a bunları iletti; "Güçlü bir ordu kurduk. Bizim bulunduğumuz toprakları bize iade ederseniz üstünüze yürümekten vazgeçeriz"

Herhangi bir milletin hükümdarına yazılmış mektup değildi bu...

Türk'ün Başbuğu'na, Göktürk Kağanı'na, yazılmıştı. Göktürk başbuğunun düşmandan korkup da toprak verildiği ne görülmüş, ne de duyulmuş bir şeydi. Toprak anadır, atadır, namustur, töredir. Türk toprak vermez, alırdı!..

Mektup cevapsız kalmadı, yazdırdı Bilge Kağan bir satırlık mektup…

Şöyle dedi; " Bir bak tarihe, Türk'e baş kaldıranların sonu ne olmuş!" Yolladılar elçiyi versin mektubu diye, açıp okundu mektup ve buz kesildi isyancıların otağı.

Bilge Kağan´ın tek satırlık mektubu isyancıları isyandan vazgeçirecek noktaya getirmişti, lakin o kadar hazırlıktan sonra geri dönmek de olmazdı...

Mektuptan 2 hafta sonra Sanga dağının eteklerinde, bozkırın büyüleyici yeşil zemini üzerinde Göktürkler ile isyancılar karşı karşıya geldiler. Sayıları hemen hemen aynıydı. 7 bin Göktürklü 9 bin isyancıya karşı. Başka bölgelerden de devamlı isyan çıkarıp buduna akın edildiğinden, Bilge Kağan ordunun tamamını getirmemişti muharebeye. Kül-Tigin ak tenli atı ile Kağan'ın sağında duruyordu, buyruk verildiğinde düşmana atıyla ilk koşan o idi. Oku fırlattığında her seferinde sadağından ok almak zorunda olmasın diye 5'er 5er alıyordu. 3 saniyede bir ok atıyor, her fırlattığı ok isyancıya saplanıyordu.

Sadağında ok kalmadığı zaman, uçmağa varan erlerin sadaklarını toplayıp oklamaya devam ediyordu. Atı yaralandığında, atından inip, isyancıların atlarını palası ile yaralardı. Düşen atların üstündeki erleri ise tamuya yollamak zor olmuyordu Kül-Tigin için. Ok atmadaki ustalığı kılıç kullanmada da vardı. Her türlü pusatı ustaca kullanırdı. Fazla sürmedi savaş. Göktürklerin mutlak galibiyeti ile sonuçlandı. Buduna geri dönülmedi ve muharebeye yakin bir yerde çadırlar kuruldu. Kül-Tigin savaş sırasında kaybettiği sadağını bulmak için geri döndü savaş meydanına. Savaştan sağ kalan 9 isyancı ile karsılaştı Kül-Tigin. Yayı, oku yoktu yanında. Palasını da almamıştı yanına. Yanında pusat olarak sadece bir hançeri vardı ancak korkmadı Tigin. Çünkü kaplandı, bozkurttu o... Atladı birinin üzerine sapladı hançeri kalbine. Bahadırdı, yiğitti Kül-Tigin. Tanrı'nın verdiği güç ile 1-2-3-4 demeden 9'unu da yolladı tamuya Kül-Tigin.

İstemi Kağan'ın torunu, Kutluk Kağan'ın oğlu, Bilge Kağan’ın kardeşi, Aşina soyunun Göktürk Devleti'nin Prens'iydi Kül-Tigin . Bilge Kağan’dan sadece 1 yas küçüktü. O düşmanların oyununa gelmedi. Abisi Bilge Kağan’ı tahtından indirip yerine geçmeyi hiçbir zaman düşünmedi. Türk'ü Türk'e kırdırma siyaseti Kül-Tigin'e işlemedi. O sadece Türk yok olmasın diye, Türk'ü yüceltmek için, Türk'ü yaşatmak için vardı. Savaştı, savaştı ve yine savaştı... Her şeyi Türklük için yaptı. Çin kaynaklarında onu 'Yenilmez Savaşçı' olarak gösterdiler.

Orhun Kitabelerinde de Kül Tigin'in elinde bir hançerle kaplan gibi atılarak dokuz düşmanı biçtiğini anlatır. İslam kaynaklarında da övgüyle bahsedilen ilk Türk komutanı oldu ve batıda "Kürtegin / Gürtegin" adıyla zikredildi...

Düzenleyen Cafer Oruç Yararlanılan Kaynaklar; Ansiklopedi / Kitap, İnternet.

Facebook/Saklanılan Türk Tarihini Aydınlatıyoruz 


Yorumlar - Yorum Yaz